Ve Birgün Şehre Bir Vali Gelir…

Tolstoy, şöyle der: “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”

Sayın Mehmet Fatih Çiçekli, Resmî Gazete’de yayımlanan 19.09.2024 tarihli ve 32667 sayılı Cumhurbaşkanlığı Atama Kararı ile Karaman Valisi olarak atanarak 26.09.2024 tarihinde görevine başladı.

Geldiği ilk günden itibaren şehirle hemhâl olan, Karaman için iddialı bir vizyon ortaya koyan Sayın Valimiz belki de Karaman’a muhteşem bir hikaye yazmaya gelmiştir. Bu umut bile ne kadar özlenen bir durum olmuş meğer. Kısa sürede halkı da kendi heyecanına ortak etmeyi başardı. Toplumun her kesimine dokunmaya çalışıyor, en önemlisi de kendisine iletilen sorunlara anında çözümler üretiyor.

Millet, sadece ‘aynı dili’ konuşan değil, ‘aynı hâli’ paylaşan insan topluluğudur. Bu sebeple, bir millete önderlik edenlerden beklenen de aynı hâli paylaşmasıdır. Karaman, uzun süredir böyle bir önderden mahrum kalmıştı. Valiler konusundaki talihsizliği malumunuz… Neden böyle olduğunu bilmemekle beraber, bugün baktığımızda halkın aradığı niteliklere sahip bir valiyi bulduğunda ona sahip çıktığını görüyoruz.

İbn Haldûn der ki: “Kalpleri müteferrik (ayrılmış, dağınık) olanların akılları birleştirilemez.” Sağlıklı bir toplum, ancak ona öncülük eden liderlerin fikirleri ve çabalarıyla yol alabilir. Onlarca sorunla yüzleşen şehrimizde Sayın Valimizin estirdiği rüzgar, bana göre Karaman için umut vaadediyor.

Binlerce yıllık devlet geleneğimizde, nesilden nesile aktarılarak söylenegelen ve devlet adamları için öğüt niteliği taşıyan Karamanlı mütefekkir Şeyh Edebali’nin, Osman Gazi’ye ( Osmanlı Devletinin kurucu lideri ) nasihati aklıma geldi:

“Ey oğul, artık beysin!
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoş görmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana yakışır…
Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı.
Allah yardımcın olsun…
Güclüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamın kuvvetli.
Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir.
Bütün bilinmeyenler, fethedilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.
Ey oğul, ananı, atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönürsün.
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma!
Gördüğünü görme! Bildiğini bilme! Sevildiğin yere sık gidip gelme!
Ey oğul, üç kişiye acı: Cahil arasındaki alime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene.
Ey oğul, unutma ki; yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma!”

Vesselam…