Karaman’ı Uyuşturuyorlar !

Uyuşturucu madde bağımlılığı, sadece bireylerin hayatını karartmakla kalmayan, aynı zamanda toplumun temel taşlarını da sarsan bir sorundur. Şehrimizde bu tehlikeli girdabın içine çekilen gençlerimizin hikayelerini duydukça, daha fazla beklemenin imkânsız olduğunu hissediyoruz. Uyuşturucuyla mücadele, yalnızca kolluk kuvvetlerinin veya sağlık kuruluşlarının değil, hepimizin ortak görevidir.

Karaman’da kullanıcı profilinin ortaokula kadar düştüğü bu tehlike, ulaştığı boyutları gözler önüne sermektedir. Ayrıca bu tehlikeyi kanıtlayan istatistikler de mevcuttur. Karaman ilindeki uyuşturucu kullanımıyla ilgili mevcut istatistikler, özellikle ecstasy (MDMA) kullanımı konusunda endişe verici bir tablo ortaya koymaktadır. Gazeteci Cengiz Erdinç’in Overdose Türkiye: Narkoelitlerden Mafyaya Uyuşturucunun Yüz Yıllık İstilası adlı kitabında yer alan bilgilere göre, Karaman’da ecstasy kullanımı bin kişiye 77 miligramlık günlük tüketimle Türkiye’de ilk sırada yer almakta ve bu oranla Avrupa’nın ilk 20 şehri arasında sayılabilecek bir potansiyele sahip olduğu belirtilmektedir. Aynı kaynakta, komşu il Konya’nın da ecstasy kullanımında Türkiye genelinde üçüncü sırada bulunduğu ifade edilmektedir.

Cengiz Erdinç bu bilgilere nereden ulaştı?

Türkiye’deki Atık Su Analiz Raporları’na ulaşan Cengiz Erdinç, kanalizasyonlardan uyuşturucu fışkırdığını ve Anadolu’nun uyuşturucu sarmalında olduğunu belgeleriyle ortaya koymuştur.

Yeşilay, İçişleri Bakanlığı, İstanbul ve Çukurova Üniversiteleri iş birliğiyle 18 ilde 49 atık su (kanalizasyon) arıtma tesisine yayılan bir araştırma yapıldı. Esrar, kokain, metamfetamin ve MDMA kalıntıları dışında eroin kalıntılarına da bakılan bu çalışma, 2020 yılında 62 ile genişletildi. Ancak COVID-19 nedeniyle üç dönem yapılabildi. 2021’de dört dönem olarak tamamlanan araştırma dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Tüm bu tespitlere rağmen atık su analizi tek başına uyuşturucu sorununu ortaya koymak için yeterli değildir. Farklı verilerle desteklenmesi ve birleştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda bir gazeteci olarak adli işlemlerle ilgili istatistiklere ulaşmamız zor olsa da Karaman’da son 4-5 yılda hemen hemen her gün manşetlere yansıyan “uyuşturucu tacirleri yakayı ele verdi” türünden haberleri saysak bile ortaya ciddi bir rakam çıkmaktadır.

Uyuşturucu madde bağımlılığı şüphesiz ki sadece kriminal veya tıbbi bir vaka değildir. Asıl çöküş, toplumda meydana getirdiği hasardır. Söylemeye dilim varmasa da sadece şu örneği vermem toplumsal çöküşün ne denli hızlandığını göstermektedir: Bağımlı olan 16-17 yaşlarındaki kızların, bağımlı oldukları maddeleri edinebilmek için fuhuş batağına sürüklenmesi, gelinen noktayı açıkça ortaya koymaktadır.

Kullanıcı profili de geniş bir sosyal zemine yayılmış durumdadır. Kullanıcılar arasında esnaftan öğrenciye, din görevlisinden çiftçiye kadar herkes bulunmaktadır. Tablonun bu yönü de yozlaşmanın kanıtı sayılabilir.

Kol Kırıldı, Yen İçinde mi Kaldı?

Sorun bu hale gelmişken Karaman’da hâlâ ciddiye alınmıyor gibi ya da bu sorunun yokmuş gibi davranılması, tehlikenin etkisini çok hızlı bir şekilde artıracaktır. Artık bu sorunun topluma mal edilmesi ve topyekûn bir mücadeleye girilmesinin vakti gelmedi mi? Kim bilir, o lağım belki patladı ve bizi yutmak üzere, ama farkında bile değiliz.

Karaman halkının, sivil toplum kuruluşlarının ve yetkililerin bir araya gelerek bu tehlikeli girdabın etkilerini azaltması ve önlem alması artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.