“İstisnalar kaideyi bozmaz, kuru yanında yaş telaş yapmaz.”
Bu yazıda bir genelleme yapmadığımı ve kimleri kastettiğimi meslektaşlarımın anlayacak ferasete sahip olduklarını peşinen bildirmek isterim.
Zaten herkes biliyor:
“Herkes biliyor, geminin su aldığını
Herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini
Ve herkes biliyor, zarların hileli olduğunu…”
– Leonard Cohen
Bilgiye Ulaşma ve Güven Sorunu
Tarih boyunca bilgi edinme yöntemleri ve kaynakları sürekli değişim göstermiştir. İlk başlarda sözlü iletişim yaygınken, güven eksikliği nedeniyle yazılı bilgiler daha itibarlı hale gelmiştir. Bu da bilginin ticari bir meta olmasının yolunu açmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda kitle iletişim araçları büyük bir endüstriye dönüşmeye başlamış, devrimler, isyanlar ve savaşlar bile bu araçlarla manipüle edilmiştir.
Bugün doğru ve nitelikli bilgi, en kıymetli ihtiyaçlarımızdan biridir. Bu nedenle bilgiyi aktaran kişi ve kurumların en önemsemesi gereken konu güven olmalıdır. Zira yanlış bilgi, toplumda telafisi mümkün olmayan tahribatlara neden olabilir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Yerel medya, özellikle küçük bir şehir olan Karaman gibi yerlerde, insanların bilgiye ulaşmak için başvurduğu kaynaklar arasında öne çıkar. Ancak bu medya kuruluşlarının bazıları, etik değerlerden uzak bir şekilde sadece çıkar odaklı habercilik yapmaktadır.
“Yeşili Takip Edin”
Attilâ İlhan bir yazısında, “Meseleleri anlamak için yeşili (Amerikan Doları’nı) takip edin. O sizi sonuca ulaştırır,” demişti. İnsanların bilgiye duyduğu ihtiyaç ve merak, haberciliği manipüle edilebilir bir alan haline getirmiştir. Sadece para odaklı haberlerin yapılması, klavye silahşörlüğüyle itibar suikastlerine neden olunması ve bu tür faaliyetlerden kazanç sağlanması, basın ahlakından ne kadar uzaklaşıldığını göstermektedir.
Haberin kaynağından yayımlandığı mecraya, kullanılan dil ve yöntemlerden finansörlerin beklentilerine kadar bir bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Ancak bu sağlanırsa manipüle edilmemiş, sağduyulu bir toplum haline gelebiliriz.
Karaman’daki Gerçekler
Karaman’da herkesin bildiği bir gerçek var: Bazı yerel medya mensupları, manipülasyon yaparak veya “çamur at, izi kalsın” mantığıyla haberler üretmektedir. Bu haberlerden sonra şantajla reklam alınmakta, ardından bu içerikler silinerek tam tersi yönde haberler üretilmektedir. Bu davranışlar, insanlık onuruna, gazeteciliğe ve Karaman halkına yakışmamaktadır.
Bu demek değildir ki gazeteciler sussun. Tam aksine, olgun demokrasilerin en önemli göstergesi basın özgürlüğüdür. Ancak bu özgürlük, doğru bilgi ve etik çerçevede hareket etmeyi zorunlu kılar. Gazetecinin dili, üslubu ve aktardığı bilginin gerçekliği, namusuna emanettir.
Basın ve Mafya Benzerliği
Bazı yerel medya mensuplarının yöntemleri, mafyanın iş yapma yöntemlerine benzemektedir:
- Şantaj: Mafya, işletmelere ve bireylere “koruma hizmeti” sunar. Bir tehdit oluşturur ve ödeme talep eder. Benzer şekilde, bazı medya kuruluşları, önce itibar suikastı yapar, ardından reklam alınmasını sağlar ve böylece haberlerini değiştirir.
- Nüfuz Kullanımı: Mafya, siyasetçiler ve kamu görevlileriyle bağlantılar kurar. Bazı medya mensupları da aynı şekilde manipülasyon yaparak gelir elde eder.
- Manipülasyon ve Korku Yayma: Mafya, korku oluşturmak için dedikodu ve medya kanallarını kullanır. Basın mensupları ise gazetecilik özgürlüğüne sığınarak daha cesurca hareket edebilir.
Bu tür davranışlar, topluma büyük zarar verir ve kaosa neden olur.
Uzun süredir yerel medya camiasının bir mensubu olarak, hem mesleğimin onuru hem de Karaman halkına karşı sorumluluğum gereği bu yazıyı kaleme aldım. Mafyavari yöntemlerle çalışan basın mensuplarını ifşa etmek, bu tür etik dışı davranışlara dikkat çekmek benim için bir zorunluluktur.
Toplum olarak medya okuryazarlığına önem vererek manipüle edilmemeyi öğrenmeliyiz. Ancak bu şekilde sağduyulu, bilinçli ve işbirliğine açık bir toplum haline gelebiliriz. Yazı serimin devamında bu konuları detaylandırmaya devam edeceğim.
Devamı Gelecek
Sayın Büyükköse, Atatürk ne güzel söylemiş, “Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.” Sizin gibi gazeteciler çoğaldıkça çarpık gazetecilik dersini alacaktır. Kutlar, başarılarınızın artarak sürmesini dilerim.
Sana abi tavsiyesi vereyim mi?
Eğer “evet” diyorsan kısa mesaj yaz!
Yanlış anlama, zülfü yare dokunduğundan değil. Başkalarının kadük düşüncelerimden sıkıldım.