Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılına yakışır bir faaliyet yapabilmek için herkesin seferber olduğu ve adeta yarıştığı bu günlerde Karaman gündeminde eski ‘Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun bir Eğitim Müzesi ve Kültür Sanat Merkezine dönüştürülme çalışmaları son hızla devam ediyor. Fakat aynı zamanda da bir polemiğe dönüşen ‘isim’ meselesi var. Bu tartışmalarda taraf olmaktansa bir gazeteci olarak meseleye biraz daha detaylı ve geçmişe doğru bakmanın olumlu katkı sağlayacağını düşünerek bu makaleyi yazmaya karar verdim.
Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun Karaman’ın son 96 yılında izlerini ve önemini her Karamanlı bilir. Fakat insanlar içinde yaşadıkları ‘şimdi’yi esas alarak geçmişi onun uzantısı haline getirirler. Geçmişe dönük meseleler değerlendirilirken de bu mantık çoğu zaman gerçeğin anlam ve önemini yitirmesine sebep olur. Bana göre bu hata yeni ismi ‘Gazi Kültür Sanat Merkezi’ olan eski Gazi Mustafa Kemal İlkokulu ile ilgili polemikte de devam etmekte ve gerçek anlam ve önemini ikinci plana itmektedir. Geçmişte yapılan hataların devam etmemesi için 96 yıl öncesinine bir bakalım.
Emir Musa Bey Medresesi ve Gazi Mustafa Kemal İlkokulu ilişkisi
Medrese Karamanoğlu beylerinden Emir Musa Bey tarafından yaptırılmıştır. Bilindiği üzere Karamanoğlu Dönemi, gerek kaynak tahribatı gerekse de Osmanlı mücadelesi sırasında kentin yıkılıp yağlanmasından dolayı hakkında fazla bilgi sahibi olamadığımız bir dönemdir. Fakat Anadolu coğrafyasına baktığımızda Orta Anadolu’da Karamanoğlu Dönemi’nden kalma muhteşem bazı eserler de hala varlığını korumayı başarmıştır. Bunlardan en önemlilerinden birisi de Karaman il sınırları içerisinde 1927 yılına kadar ayakta kalmayı başarmış Emir Musa Medresesidir.
Bakın bu konuyla ilgili İbrahim Hakkı Konyalı ne aktarmış :
“ Medrese; 1927 yılına kadar muhteşem endamıyla, sülün ve nârin minâresi ile ayaktaydı. Bu sene korkunç bir kadir bilirsizlik yüzünden, kör kazma asırların bu pırlanta yadigârını temeline kadar indirdi ve taşlarıyle İstasyon Caddesindeki Gazi İlkokulu yapıldı. Bu cinâyette Avusturya’lı arkeologların parmakları olduğu rivâyeti vardır. Medresenin kitâbesi, çinileri ve kıymetli parçaları numaralanarak sandıklara konmuş ve trenle İstanbul’a gönderilmiştir. Bunu bana gözleriyle görenler söyledi. O vakit, Hususi idare medreseyi arttırma yolu ile satışa çıkarmış. Hacı Sami Tartan 350 liraya satın almış. Tamir ettirerek,ibadete açacakmış. Kaymakam Mehmet Ali, Belediye Başkanı Hacı Bekir’in Hüseyin Beyler, Mal Müdürünü ve Hacı Sâmi Tartan’ı çağırıyorlar. (50) kuruşluk bir arttırma ile câmi Vezni’nin İbrahim’e ihâle ediliyor. Gazi İlkokulunu bir Alman şirketi yapmıştır. Câmii de, onlar yıkmışlardır. Medresenin taç kapısı ve kitâbelerini Almanlar 1500 liraya satın almışlar ve numaralıyarak, sandıklara koymuşlar, Almanya’ya göndermişlerdir. Bunu bize sayın Salahaddin Baran Bey anlattı. 96 yaşında bulunan Hacı Sami Tartan da te’yid etti.’ Şimdi medresenin kapısı ve kitâbeleri Almanya’dadır. 350,5 liraya alınan medresenin yalnız taşları 1500 liraya satılmıştır. “
Merhum Konyalı hocanın aktardığı bilgilerden anlaşılmakta ki dönemin Karaman eşraflarından Hacı Sami Tartan, Medresenin ‘kültürel varlık’ olarak öneminin farkında olmalıki ihaleye girip medreseyi kurtarma çabasına girmiştir. Ayrıca Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun yapımında kullanılan taşların da Emir Musa Medresesi’nden geldiği anlaşılmaktadır. Emir Musa Medresesi’nden kalan son taş da bugün eğitim müzesi olarak hazırlanan bölümde sergilenecektir.
1928 yılında yapımı tamamlanan Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun ilk ismi ‘Karaman İlk Mektebi ‘ olarak kayıtlara girmiştir. Daha sonradan ‘Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’ adını almıştır. Bu bilgi Vilayet-i Hususi İdareleri faaliyetinden, 1928 yılı albümünden alınmıştır.
Tam bu noktada aklıma şu soru geliyor. Cumhuriyetimizin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk acaba okula isminin verilmesini mi isterdi yoksa Emir Musa Medresesinin Korunmasını mı ?
Aşağıda belirteceğim Başvekil İsmet Paşa’ya yazdığı mektuptan anladığım kadarıyla bana göre kesinlikle Emir Musa Medresesi’nin korunmasını isterdi. Zira okulda kullanılacak taşların başka yerlerden temini mümkün değil miydi ?
Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine
“Son inceleme gezilerimde çeşitli yerlerdeki müzeleri ve eski sanat ve medeniyet eserlerini de gözden geçirdim.
- İstanbul’dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya’da bulunan müzeleri gördüm. Bunlarda şimdiye kadar bulunabilen bazı eserler muhafaza olunmakta ve kısmen de yabancı uzmanların yardımıyla tasnif edilmektedir. Ancak memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz hazineler halinde yatmakta olan eski uygarlık eserlerinin ilerde tarafımızdan ortaya çıkarılarak ilmî bir şekilde koruma ve tasnifleri ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden çok harap bir halde olan âbidelerin korunmaları için Müze Müdürlüklerine ve kazı işlerinde kullanılmak üzere (arkeoloji) uzmanlarına şiddetle ihtiyaç vardır. Bunun için Maarifçe yurt dışına öğrenime gönderilecek öğrencilerden bir kısmının bu konuya ayrılmasının uygun olacağını düşünmekteyim.
2. Konya’da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir tahribat içinde
bulunmalarına rağmen, sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin gerçek mimarî şaheserleri sayılacak kıymette bazı binalar vardır. Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi, Alâeddin Câmii, Sahip Atâ Medrese Cami ve Türbesi, Sırçalı Mescit ve İnce Minareli Cami derhal ve acele olarak onarıma muhtaç bir durumdadırlar. Bu tamirin gecikmesi ve âbidelerin tamamen ortadan kalkmasına sebep olacağından, öncelikle asker tarafından kullanılanlarının boşaltılmasını ve tamamının uzman kişiler kontrolünde onarımının temin edilmesini rica ederim.”
Mustafa Kemal Paşa
Reisicumhur
Bu örneklemeden kastım, ‘Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’ ismine karşı çıktığım anlamına kesinlikle gelmez. Ama Atatürk’ün meseleye bakış açısını ve yapmaya çalıştığı şeylerin gölgede kalmasını kesinlikle istemem. Bir Türk genci olarakda Atatürk’ten miras olarak aldığım anlayış tam da bu anlayıştır. Bugün yaptığımız isim tartışmasından ziyade tarih ve kültürümüzün abidelerine sahip çıkmanın ve onları siyasi figürler ve anıtlar haline getirmeden gelecek nesillere aktarmanın Atatürk’ün aziz hatırasına ve kurduğu Cumhuriyete yakışır bir davranış olacağı kanaatindeyim. Zira bugün Gazi Kültür Sanat Merkezi’nde yapılmaya çalışılan da bana göre odur. Daha başlangıçta kısır tartışmalar yaratmak yerine orda yapılmaya çalışılan şeylere sahip çıkarak, destek olarak Gazi Mustafa Atatürk’e olan vefa borcumuzu ödemiş oluruz. (Başlığımın anlamı da bu paragrafta açıklanmış oldu; acaba ilk düğme mi yanlış iliklendi ? )
Gazi Kültür Sanat Merkezinde Neler Olacak ?
- İlk Eğitim Müzesi :
Türkiye’de bir ilk olacak olan ‘İlk Eğitim Müzesi’, Kıymetli Hemşerimiz Sayın Ali Yağcı’nın kırk yıldır biriktirdiği eğitim materyallerinden oluşmaktadır. Materyaller Türk eğitim tarihinin yaklaşık olarak son 200 yılına şahitlik etmiş materyallerdir. Dile kolay 40 yıl ve maddi olarak da paha biçilemez eşyalar ve eğitim tarihi açısından birikimi Ali Yağcı Bey’in ‘bila bedel’ bu işi Karaman’a kazandırmış olması ayakta alkışlanacak bir tavırken son günlerdeki tartışmaların bu emeğin önüne geçmesi büyük haksızlık olur düşüncesindeyim.
- Landa Kadın Kooperatifi :
Yerel kültürlerin ( Gastronomi, yöresel ürün, hediyelik eşya, folklorik kültür vs. ) yaşatılması ve tanıtılması konusunda son yıllarda bütün ülkemizde ve dünyada şehirler kasabalar hatta köyler bir yarış ve rekabet halindeyken Karaman’ın bu konuda öne çıkamaması hep tartışılan bir konudur. Landa ( Karaman’ın tarihi belgelerde geçen bilinen ilk ismi ) Kadın kooperatifi de bu hususta bir sorumluluk üstlenerek Gazi Kültür Sanat Merkezinde yöresel ürün ve hediyelik eşya satışı ve Karaman yemeklerinin sunulacağı bir aşhane hizmeti verecektir. Bu faaliyetleri yaparken ilk olarak yemek kursları düzenlenip Karaman yemeklerinin yeni nesillere aktarılmasını sağlayacaklardır. Devamında da özellikle turistik amaçlı gelen ziyaretçilere bu yemekleri ve ürünleri sunarak şehrimizin marka değerine katkıda bulunmak ve turizm gelirlerini arttırmak amaçlanmaktadır. Bunu yaparken de şehrimizdeki bütün Kadın kooperatifleriyle işbirliği yaparak tam anlamıyla bir kadın dayanışması sağlamak amaçlamaktadır.
- Deri Atölyesi : Şehrimizin ‘Devlet Sanatçısı’ ünvanlı emektar Kunduracısı Ahmet Sağkaya’nın 70 yıllık meslek deneyimi ve kültürel birikimini aktaracağı kurslar açılarak unutulmaya yüz tutmuş ‘Karaman Yemenisi’ üretimini tekrar başlatmak amaçlanmaktadır. Bu atölyede üretilen ürünler yine Gazi Kültür ve Sanat Merkezinde satışa sunulacak ve böylelikle projenin sürdürülebilirliği de sağlanmış olacaktır. Daha açılmadan Yunanistan’dan bile siparişlerin geldiği atölyede yapılacak olan çalışmaların gelecekte Karaman tanıtımına ve kursa katılanlara ekonomik katkısına şimdiden canı gönülden inanıyor ve Ahmet Amcaya teşekkür ediyorum.
- Ahşap Atölyesi :
Yine Şehrimizin ‘Devlet Sanatçısı’ ünvanlı Ali Yavuz ustamızın katkılarıyla düzenlenecek olan kurslarda kursiyerler Karaman’da daha önce yapılan ahşap sanatlarını tanıyıp öğrenecekler ve gelir elde edebileceklerdir.
- Yunus Emre Kütüphanesi :
İl Kültür Müdürlüğümüz Karamanlı bir değerimiz olan Yunus Emre’nin kültürel mirasına sahip çıkmak amaçlı bir kütüphane oluşturmuş olup şu ana kadar Yunus Emre ile ilgili yayınları bu kütüphanede toplamış ve Karaman halkının hizmetine sunmuştur.
Bunlar şimdilik başlangıçta yapılacak olan işler. Devamında gerçek anlamıyla bir Kültür Sanat Merkezi haline gelmesi planlanıyor.
İsim ile ilgili olarak yetkililerle iletişime geçtim. Gazi Mustafa Kemal İlkokulu isminin aynı arsa içinde daha modern hale getirilmiş ve eğitim için daha uygun olarak yapılan yeni binada yaşadığını, okulun arşiviyle beraber burada korunduğunu dolayısı ile aynı isimle aynı mekanda iki kurumun olamayacağını ve aynı zamanda da ‘Gazi’ ismininde eski binaya tekrar kazandırıldığını, çünkü resmiyette bir önceki ismi olan ‘İmaret Ortaokulu’ olarak devam ettiğini bildirdiler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkmak ve Cumhuriyetimizin 100. yılına tanıklık edecek bir yer olarak Gazi Kültür Sanat Merkezine sahip çıkmak ve yaşatmak sağduyulu ve vatansever Karamanlıların boynunun borcudur. Bu konuda şu ana kadar emek vermiş bütün kişi kurum ve kuruluşların bundan sonra da aynı heyecanla bu esere sahip çıkmaları için motivasyonlarını yitirmelerine sebep olacak davranışlardan ziyade daha uzlaşmacı ve işbirliği yaparak Karaman’a hep birlikte bu eseri kazandırmaya çalışmalıyız.
Velhasıl ; Gazi ismi ismiyle müsemma Mustafa Kemal Atatürk’e aittir. Bunu benim kuşak ve benden önceki kuşaklar çok iyi bilir. Bizden sonrakilere anlatmakta bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Bu da ancak onu ve yapmak istediklerini, yaptıklarını ve bize bıraktığı emanetin 100. yılında aziz hatırasına gölge düşürmemekle olur. Zira Z kuşağı kül yutmaz. Bu konuda ne kadar samimi olduğumuzu hemen anlar. Bu samimeyetimiz konusunda ikna olursa Atatürkün emanetlerine sahip çıkmaya devam eder. Bana göre bunun yolu da Gazi Kültür Sanat Merkezine sahip çıkarak ve orda yapılacak nitelikli işlere imza atarak olacaktır.
Vesselam…
YORUMLAR