Dijital dünya; artık içinde belki de zorunlu olarak bulunduğumuz bir gerçek haline geldi. İletişim araçlarımız da bu konuda nasibini aldı ve aynı zamanda da müthiş (sözde) özgür bir alan yarattı. Belki de birçoğumuz, iletişim amaçlı kullandığımız dijital dünya argümanlarının bizleri nasıl manipülasyona maruz bıraktığını fark edemiyoruz.
Dünya nüfusunun %66’sı internet kullanıcısı. Türkiye’de yetişkin bir birey, ortalama 7 saatini internet tüketerek geçiriyor. Bunun ortalama 3,5 saatini de sosyal medya mecralarında harcıyor. Ve bu süreyi uzatmaya çalışan, mesleki literatüre de geçmiş olan “zaman mühendisliği” adıyla yeni bir meslek bile oluştu. Bu mecraların geri planında, “24 saatinizden kaç saat çalabiliriz?” hesapları yapılmakta. Bu konuda da bize sunulan ve ücretsiz olarak kullanmamıza izin verilen çeşitli uygulamalar mevcut. En yaygın olanları WhatsApp, Facebook, Instagram vb. Piyasa değerleri milyarlarca dolara ulaşan bu uygulamaları biz neden ücretsiz olarak kullanıyoruz, hiç düşünüdünüz mü?
Günümüzde artık en kıymetli şey veri’dir. Yani bizim bir birey olarak ürettiğimiz veriden bahsediyorum. WhatsApp’ta ne konuştuğumuz, hangi haberlere tıkladığımız, hangi paylaşımları beğendiğimiz vb. hepsi dijital bir ayak izi olarak veri haline gelip depolanmakta. Çünkü bu verilere göre bize bir hayat sunulması planlanıyor.
Tam bu noktada, dijitalde bıraktığımız ayak izleri çok önemli hale gelmiş oluyor. Aynı durum kümülatif olarak yaşadığımız şehre ve ülkeye de yansıyor. Yani Karaman ile ilgili bir bilgi sahibi olmak isteyen kişi, direkt bunu Google’a soruyor. Google da Karaman’da yaşayanların oluşturduğu verilerden yola çıkarak arama yapan için sonuçlar listeliyor. Günün sonunda, Karaman’da yaşayan bireylerin dijitalde bıraktıkları ayak izleri, bir Karaman şehri algısını yönlendirmek için yeterli gözüküyor.
Bütün Bunları Neden Anlattım?
Düşünün ki bir genç, Karaman Üniversitesini kazanmış ve Karaman’la ilgili fikir sahibi olabilmek için araştırma yapacak. Emin olun, ilk bakacağı yer Google olur. Ya da Karaman’da yatırım yapacak olan bir yatırımcıyı düşünün; o da aynı yöntemi izleyecektir. Daha da ilginci, başka bir ilde yaşayıp Karaman’a kızını verecek bir baba bile ilk başvurduğu yer yine Google olabiliyor (bizzat şahit oldum). Hal böyleyken, Karaman’ın şehir olarak itibarı, tanıtımı, kültürel potansiyeli, turizmi vb. birçok konuyu artık dijitalde yayınlanan içerikler belirliyor.
Zaten bizim ülkemizde birbiriyle tanışmak isteyen iki kişi ilk olarak, “Nerelisin?” der. Bu aslında bireyin şahsıyla ilgili oluşacak ilk önyargıyı ortaya çıkarır. Eğer yaşadığın şehrin kamuoyuna mal olmuş tipik bir özelliği varsa, direkt sana o gözle bakılır – Kayserililerin uyanık olması gibi.
Gazetecilerin Sorumlulukları
Bu konuda bazı mesleklerin de yaşadıkları şehir ile ilgili olarak ekstra sorumlulukları vardır. Bunların başında gazeteciler gelmektedir. Çünkü şehir ile ilgili en çok içeriği gazeteciler üretir. Yapılan haberler, köşe yazıları, röportajlar; günün sonunda bir Karaman veritabanı oluşturur. Başka il veya ülkelerde yaşayanlar da oluşan bu veritabanı üzerinden Karaman ile ilgili bilgi sahibi olurlar.
Daha önceki yazılarımdan birinde de bahsettiğim gibi, bilgiye ulaşım bir endüstri haline gelmiştir. Günümüzde de dijital dünya koca bir endüstridir. Bu endüstrinin sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi için parasal karşılığı olan sistemler kurması gerekir. Nitekim Google da bir reklam sistemi kurgulamış ve bu sistem üzerinden para kazanmaktadır. Bizim haber almakla ilgili kullandığımız birçok internet sitesi de kendi ekonomik varlığını sürdürebilmek için Google’ın bu sistemine entegre olup kazanç sağlamayı hedefler ve gerçekleştirir ki bu normaldir.
Normal olarak karşılamadığım ve eleştirdiğim husus ise şudur:
İşin kolayına kaçıp sadece dikkat çekip tıklanma kazanmak amaçlı haber üretip bununla yetinmek. Örneğin, bizzat karşılaştığım bir haberden bahsedeyim. “Cani baba, 3 yaşındaki evladının canına kıydı” manşetiyle servis edilen bir haberle karşılaştım. Bu haber, Karaman’da faaliyet gösteren bir haber sitesinde yayınlandığı için ben direkt bu facianın Karaman’da yaşandığını düşündüm. Gel gör ki olay Denizli’de yaşanmış. Bu örneğin binlercesine maalesef bazı Karaman haber sitelerinde karşılaşabilirsiniz. Çünkü artık bu, para kazanmanın en kolay yolu haline gelmiş. Bu durum bazı suistimalleri de beraberinde getiriyor. Merak uyandırıcı haber yaparak tıklama arttırmak için şehirde ilgi odağı olabilecek kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgili sansasyonel bir haber uydurup tıklama kazanmak da (haberin gerçekliğinin olup olmadığı hiç önemli değil) bir para kazanma yöntemi haline gelmiş. Tam bu noktada, kişilere, kurumlara veya kuruluşlara nasıl bir zarar verildiğinin hesabı bile yapılmıyor. Ve bütün bunlar tıklama başı 0,035 cent için yapılıyor.
Peki, Gazeteciler Ne Yiyecek?
Oturdukları yerden sadece tıklama üzerinden para kazanmayı düşünmeyip şehre değer katan projeler üretecekler, gerçek anlamda ilkeli, tarafsız ve özgün bir şekilde haber üretecekler. Eleştirilecek bir konu varsa, kanıtlı, belgeli ve ahlaklı bir şekilde bu eksik hususlara işaret edecekler. Fakat maalesef bazı meslektaşlarımız “armut piş, ağzıma düş” modunda; ona buna, kendi tabirleriyle “çakarak”, kendilerine göre sansasyonlar yaratacak iftira ve karalama kampanyaları başlatarak veya şantaj yoluyla para kazanmak derdine düşmüşler.
Örneğin; karaman24.com haber sitesinde, toplumun sağlıkla ilgili çok hassas olduğu karantina dönemlerinde, şehrimizde faaliyet gösteren özel bir sağlık kuruluşunda asılsız bir haber yapılarak toplumda bir panik hali yaratıldı. Dolayısıyla bu kuruluş, hem ticari anlamda hem de itibar kaybı olarak zarar gördü. Sonrasında bu kuruluşun verdiği reklam ve akabinde hemen bir tekzip yayımlandı. Bu sayede, yapılan haberden dolayı kurum aklanmış oldu. Burada normal olarak akla şu geliyor: Haber doğruysa neden reklam verilince tekzip yayınlanıyor?
Yok, haber yanlışsa neden böyle bir itibar suikasti yapılıyor?
Bunun adı şantaj değil de nedir?
Karaman24.com ve Karamanca.net, bu işin şen ortakları adeta. Kendilerine göre “sansasyonel” fakat kamu vicdanına göre “iftira ve karalama” olarak algılanacak haberlerin tamamı sadece bu iki haber sitesinde, adeta aynı kalemden çıkmış gibi, planlı ve tasarlanmış bir şekilde yayınlanıyor.
Bu aymazlığa ne kadar devam edecekler?
Bunu da Karaman’ın sağduyulu halkının vereceği tepkiler belirleyecek.
Deşifre ettiğim haberlerini aşağıda tekrar link olarak hatırlatıyorum.
Artık yorum siz değerli okuyucularımızın.
YORUMLAR